Konu Dışı Yazar Aylarına Katıldım..

Blogda genel olarak kozmetik, makyaj, oje gibi konulara yer vermekle birlikte çok sevdiğim bir yazarın aylık olarak okunup yorumlanacağını şurada okuyunca katılmadan duramadım. Zaten favori yazarım olan Stephen King'in henüz okumadığıms adece 2 kitabı vardır, onlar da sırada bekliyor. Haa bir de Kara Kule serisini okumayacağım çünkü nedense o seriyi hiç sevemedim. Onun dışında hepsi ama istisnasız hepsi favori kitaplarımdır ve kütüphanemde hem türkçe hem de orijinal dilinde mevcuttur.

Şimdi gelelim yorumlayacağım kitaba, Salem's Lot yani türkçe adı ile Korku Ağı, tabi ki hiç ilgisi bile yok..

Salem's Lot Stephen King'in yaşadığı Maine eyaletinde küçük bir kasabadır, tam adı ile Jerusalem's Lot. Kitabı ilk okuduğumda ortaokul-lise yıllarındaydım ve beni çok etkilemişti, hele ki filmini de seyrettikten sonra gecelerce uyuyamamıştım. Yine de o zamandan bu yana kitabı defalarca okudum ve filmi de defalarca seyrettim. Hepsinde de sanki ilk defa okuyup, seyrediyormuşcasına etkilenirim.

Bendeki orijinal kitabın kapağı budur, daha sonra pek çok baskıda pek çok kapak kullanıldı. Stephen King Agatha Christie ile birlikte kitapları en çok basılan ve satılan yazarlar içindedir.

Kitabın esas kahramanı Ben Mears isimli bir yazar, roman yazmak için kasabasına döner ve yavaş yavaş kasabanın değiştiğini fark eder. Daha sonra olaylar ona hiç istemese de kasabanın vampirler tarafından işgal edildiğini gösterir. Tabi bu vampirlerin Twilight veya True Blood'daki sexy vampirler gibi olmadığını söylememe gerek yok sanırım. Kitap Ben Mears, Peder Callahan ve birkaç kişinin daha kasabayı ve kendilerini korumak için esas vampir olan Barlow'u yok etme çabalarını anlatır. Kitap karakterlerinin sağlamlığı ve olaylar serisinin şaşırtıcılığı ile gerçekten çok yüksek bir tempo izler. Zaten SK romanlarının en belirgin özelliği bol, çok çeşitli, gerçekçi karakterleri ve olayların çok ayrıntılı ve renkli tasviridir. Salem's Lot King'in Carrie'den sonra basılan ikinci romanıdır. İlk sayfadan son sayfaya kadar heyecanla, gerilimle ve hatta korku ile okunabilecek bir kitap arıyorsanız hiç durmayın derim. Hatta King'in bütün romanları için de aynı tavsiyede bulunabilirim. Bu kitaptan sonra King yine vampir temalı, hatta Salem's Lot temalı pek çok hikaye de yazmıştır ve hikayeler kısa öykülerinin yer aldığı kitaplarda yayınlanmıştır.Filmin de devamı Salem's Lot'a Dönüş gibi çok orijinal (!!) bir isimle çekildi ki izlemeye bile değmez. 

Umarım blogda değişik bir şey okumaktan memnun kalmışsınızdır. 

Sevgiler..

Tatilde bitirdiğim kitaplar..

Malum tatilde, deniz kenarında veya balkonda veya herhangi bir yerde boş boş yayılıp yatmak olmuyor. O nedenle ben de bol bol kitap okudum. Bütün kış alıp biriktirdiğim 157554538  kitaptan en okumak istediklerimi seçtim ve sırayla okudum.

Dean Koontz en esvdiğim yazarlardan birisi. Ama en iyi kitabı değildi bunu söylemek lazım daha iyi bir sürü kitabını okudum.

Bu kitabı çok beğendim, dünyada çıkan bir vampir virüs salgınından sonra olanları anlatıyor. Ama romantik ve yakışıklı olmayan vampirlerle ilgili bir hikaye ve üçleme olacakmış. Devam kitaplarını heyecanla bekliyorum.

 Grange'ı duymayan yoktur sanırım, kendisi polisiye-gerilim-korku üzerine süper kitaplar yazar. Bu kitabını da çok büyük heyecanla okudum ve çok beğendim. Grange her zamanki gibi dersine çok iyi çalışmış ve çok değişik bir konuyu işlemiş.

İşte yıllar önce okuduğum ve aklımda kalmadığı için tekrar okuduğum en sevdiğim yazar Agatha Christie'nin The Big Four adlı kitabı. Kitap türkçeye çevrilmiştir ama nasıl çevirdiler bilemiyorum, Muhteşem Dörtlü falan olabilir sanırım ama bazen o kadar saçma çeviriler oluyor ki şaşırıp kalıyorum acaba ben mi yanlış biliyorum diye. 

Bu kitapların hepsi de benim favori konuma yani korku-gerilim-süpernatural-polisiye türüne ait. Eğer siz de bu konulardan hoşlanıyorsanız bu kitapları çok seveceksiniz.

Malum önümüzde bir de bayram tatili var, o tatilden de faydalanarak en az 4-5 kitap daha bitirmeyi planlıyorum. Siz son zamanlarda neler okudunuz ve tavsiye edebileceğiniz bir kitap varmı?

Sevgiler...

Oğlumun bana İngiltere gezisinden getirdiği hediyeler..

Belki söylemişimdir burada, oğlum geçen ay yaz okulu için İngiltere'ye gitti ve geçtiğimiz hafta döndü. Sağolsun biricik annesini de düşünmüş ve bana bu cicileri getirmiş..

Bu spor çantaya bayıldım, hatta son bir haftadır sürekli bunu kullanıyorum. Tam benim istediğim gibi bavul kıvamında ve neredeyse herşeyi taşıyabiliyorum bununla.. 

Bu kitabı da ben severim diye düşünüp almış, aslında doğru bilmiş tabi ki severim Stephan King en favori yazarlarımdan biridir. Bu kitabı da acaip derecede korkunç ve harikadır. Okumayan varsa ve korku-doğaüstü-gerilim türü romanlardan hoşlanıyorsa mutlaka okumasını tavsiye ederim. Türkçe adı Hayvan Mezarlığı, kitabı hem türkçede hem de orijinalinde çok çook eskiden okumuştum tabiki de. Ama oğluşum getirir de ben okumazmıyım, tabiki kitabı yeniden okuyacağım.

Düşünüp de almış olması bile yeterli benim için tabi bu durumda, o nedenle gözüm gibi bakarım artık ben bu gelenlere...

Sevgiler..

Canım kitaplarım..

Hafta sonu almalara doyabilmiş değilim. Ama kitap dedinmi zaten akan sular durduğu için farketmezdi, zaten alırdım bu bebekleri.

Bu Hiçlikten Gelen Kız'ın methini uzun zamandır duyuyordum. Remzi Kitapevi'de görünce hemen aldım tabi. Gerçi hemen okuyamayacağım çünkü elimde okunmak üzere sıra bekleyen bir yığın kitap var. Ama olsun ben alayım da dursun bir kenarda. Majestelerinin Ejderhası fantastik bir kitap, aslında oğlum okusun diye aldım ama ben de okuyacağım sırası gelince. Derviş Evi'de aslında eski bir kitap, daha önce de görmüştüm ancak sıra geldi almak için. Son kitap da ikinci favori detektifim Sherlock Holmes'un maceralarına ait. Sussex Vampirinin Macerası. Kitapları okudukça yorumlarını da yapacağım. Bu arada CNBC-e de yayınlanan son Sherlock Holmes maceralarını seyrediyorsunuzdur umarım.  "Smart is sexy" lafı bu diziye ait.

Bunu yemezsin de ne yaparsın dimi..????
Sevgiler...



son okuduğum kitaplar

Bu aralar fazla kitap okuyamıyorum. Ama son olarak 2 adet kitap bitirdim ve bunları yazmak istiyorum. İlki Frank Schatzing'in Ölüm ve Şeytan adlı kitabı. Bu yazarın daha önce Sürü adlı kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim. Sürü adlı kitabı son derece akıcı ve ilginç bir kitapdı. Hatta uzun süredir okuduğun en iyi kitaplardan biriydi. Ölüm ve Şeytan ise o kadar güzel olmamakla beraber yine de ilgi çekici bir konusu olan değişik bir kitapdı.

Kitabın kapağında görülen Arbalet adlı silahın kitapda özel bir yeri var. Bu kitabı bulursanız okuyabilirsiniz ama Sürü adlı kitabı mutlaka okumanızı öneriyorum, büyük keyif alacaksınız.

İkinci olarak da şu anda sinemalarda oynayan ve muhterem ve muhteşem Harry Potter'ımızın ilk farklı başrolünü oynadığı Siyahlı Kadın adlı filmin kitabını okudum. Kitabın yazarı Susan Hill. Aslında kitap evet bir hayalet hikayesi ama korkutucu olmaktan çok hüzünlü bir kitap. Tabi sinemada görsel efektlerle birlikte son derece ürkütücü olabileceği kesin. O nedenle filmi seyretmeyi düşünmüyorum, ayrıca filmin gidişatının ve bazı olaylarının da kitapdan farklı olduğuna eminim. Eğer filmi seyretmeyi düşünüyorsanız kitabı hiç okumayın derim. Ama benim gibi sinemadaki gerilime ve korkuya dayanamam ama konuyu merak da ediyorum derseniz kitabı rahatça okuyabilirsiniz, zaten 140 sayfalık bir kitap, 2 günde bitirdim.

Sevgiler..