31 Ocak 2013 Perşembe

Dior 999 Ara Red...

Bu rujdan bir önceki makyaj yazımda ve daha öncesinde de bahsetmiştim. Kendisini o kadar çok seviyorum ki bir tanesini bitirdim bu kullandığım ikinci. Ama ne yazık ki Dior renk serilerini değiştirdi, henüz tam bakmamakla birlikte bu rujun rengi üretimden kalkmış da olabilir. Hafta sonu Dior standında tekrar sormayı düşünüyorum kesin emin olmak için. Eğer gerçekten üretimden kalkmışsa gıdım gıdım kullanacağım.


Rujun rengi dudağımda nasıl algılandı bilmiyorum ama harika ve pasparlak bir kırmızı, klasik Dior ruju olarak dudakta yağ gibi kayıyor ve nemlendirmesi de harika. Dudak pırıl pırıl bir görüntüye kavuşuyor. Ayrıca kırmızı rujun ince dudağı daha da ince göstermesi miti bu rujda tamamen tersine dönüyor ve ruj benim ince dudaklarımı tam tersine dolgun gösteriyor. Rujun kokusu da tam eski rujlar gibi, çok hafif bir parfümlü kokusu var ama kesinlikle rahatsız edici değil. Her zaman kullanacağınız kırmızı bir ruj arıyorsanız Boyner veya Sevil Parfümeri Dior standlarını ziyaret ederek eğer hala varsa bu ruju deneyebilirsiniz çünkü bu rujun esmer-sarışın fark etmeden herkese yakışacağını düşünüyorum.
Sevgiler..

Yeni Mim...

Yeni bir mim dalgası varken ben de payımı almışım. Hemen kısa kısa yapmaya çalışacağım..Aslında bu mim 200 altında takipçisi olan bloglar için düşünülmüş anladığım kadarı ile ama üstünde olanlar yapamaz diye de bir koşul konulmamış tabiki de..


Mimleyen arkadaşımın sorularını da tek tek cevaplayacağım..

1. Hayatinda en cok ne yapmak istiyorsun?
Sanırım en büyük istediğim oğluşumun iyi bir insan olarak büyüdüğünü görebilmek.

2. Blog acmaya nasil basladin? Nerden aklina geldi?
Bu açıkçası çok tuhaf oldu, iş yerindeki sıkıntım geçsin diye başladım. Bu kadar ilerleyeceğini ve bu kadar önemli bir yer kaplayacağını düşünmemiştim ama gün geçtikçe daha da hoşuma gidiyor.

3. Bu aralar en cok dinledigin sarki hangisidir?
Daha çok IPod'umdan random şarkı dinliyorum. İçinde pop, rap, latin hepsi karışık olarak var. Bu aralar Adele'in Skyfall şarkısından daha çok hoşlanıyorum.

4.  Okul mu is hayati mi?
Üniversite hayatım benim için daima çok iyi bir zamandır. O zamanda eğlendiğim kadar hiç eğlenmedim ama iş hayatının da getirdiği avantajlar ayrı tabi.

5. Hangi makyaj ürününden vazgeçemezsin?
Ruj ve mascara tabi. Ojeyi makyaj ürünü olarak saymıyorum burada..

6. Hangi Oje renklerini seversin? Acik renkmi koyu mu?
Tabi ki koyu renkler, açıklar hiç bana göre değil En azından çoğu değil.

7. Kitap okumak mi, filim izlemek mi?
Kitap okumak her zaman önce gelir. 

8. En cok hangi huyunu beğeniyorsun?
Son ana kadar karşımdakini suçlamadan, dinleme huyumu severim.

9. Burcun nedir?
YAY.. :-)

10. En son disari cikarken ne aldin kendine?
En son Inglot'dan far paleti aldım..

11. Makyaj mi yoksa dogallik mi?
Makyajın yeri ayrı, doğallığın yeri ayrı. 

Evet benim cevaplarım da böyle.. Özel olarak kimseye soru sormayacağım ama bu ödülü bütün arkadaşlarıma yolluyorum ve bu sorulara cevap vermek isteyen herkesi de zevkle okurum.
Sevgiler..

30 Ocak 2013 Çarşamba

Günün Makyajı..

Dışarı çıkıp, geri dönmeden hemen bir de günün makyajı yazısı yazmak istiyorum. Hemen yazıyorum. Bugünün makyajını Inglot'dan yeni aldığım 5'li far serisini kullanarak yaptım. Bu seti daha sonra ayrıntılı yazacağım tabi.



 Göz makyajını hafif tutup, çok sevdiğim Dior 999 numaralı rujumu sürmek istedim. Bunun adını kutusunun altından okumaya çalıştığımda Ara Red gibi bir şey okuyorum. Ancak bu "ara"nın anlamını bir türlü çözemedim. Sözlüğe baktığımda, İngilizce bir karşılığı olmadığını gördüm ama Frnasızca olarak Amerika Papağanı demekmiş. Eğer doğruysa papağanların o muhteşem kırmızı renginden ilham alınarak yapılmış ve bu şekilde isimlendirilmiş demektir. Bu ruju da ayrıntılı yazacağım, ayrıca kendisi benim "all time favorites" listemin birinci sırasında yer alıyor.
Sevgiler..

Günün Ojesi FlorMar M07..

Günaydın. Bugün yine FlorMar mat seriden devam ediyorum. Biliyorum sıkıldı bazılarınız bu seriden ama ben de hepsini sürüp, hevesimi almak istiyorum. Bir tane daha kaldı, sonra yine normal ojelerime geçeceğim. M07 geçen hafta sürdüğüm mat kırmızıya göre daha parlak ve neredeyse neon tabir edilebilecek bir renk, aslında böylece ben de kırmızı neon arayışımı sonuçlandırmış oldum. Yalnız bu ojede de farklı bir sorun var, şöyleki sürümü aşırı kolay. Yani oje aşırı sıvı kıvamda demek oluyor bu, iyi bir şeymiş gibi görünmesine rağmen aslında pek de iyi değil. Çünkü aşırı akışkan olan oje her yere akıyor, bulaşıyor. Kaç defa masaya damlayan ojeleri alelacele silmek zorunda kaldım. Bu kıvamlı ojelerde yine fırçaya alınan ve tırnağa sürülen oje miktarı da ayarlanamazsa, tırnakta ojenin fazlası baloncuk ve koyulaşma yapar. Bu da kötü bir görüntü oluşturur. Neyse ilk tırnakta sorunu anlayıp, ona göre sürerseniz bir problem olmuyor. Tam renk için 3 kat sürdüm ama kuruması çok çok hızlı, hiç sorun olmadı.


Rengi yine çok beğendim, kadifemsi bir neon oldu. Yaz aylarında kullanacağım bunu yeniden.

Yüzükler yüzükler... Bu ara yine büyük yüzüklere merak saldım. Bütün eski yüzüklerim tekrar ortaya çıktılar.

Bir tane mat oje kaldı elimde sürmediğim, o da tam siyah değil ama koyu gri tonunda bir oje onu da sürüp bu seriyi bitireceğim.
Sevgiler..

Dior Seyahat İçin Far ve Allık Kiti..

Aslında bu kitin adı Flying Kit gibi bir şey olması lazım ama çok uzun zaman önce aldığım için tam adını unuttum. Farın ve allığın rengi de o kadar güzel ki atmaya da kıyamıyorum ve ara ara da kullanıyorum.


Görüldüğü gibi çantamda taşıdığım için artık çok kirlendi ve dudak parlatıcısını da deli gibi kullanıp bitirmişim. Allığı da baya tükettim ama far hala duruyor. Renk vermesi o kadar kuvvetli ki her seferinde çok çok az kullanmam yetiyor, o nedenle hiç eksilme olmadı.

 Allık harika bir şeftali rengi, her makyaja uyuyor. Aslında herhangi bir allığı bu kadar bitirebilmem bile bir mucize. İçindeki fırçalar çok minicik, hiç kullanmadım bile.

Farının rengi de bu kadar koyu, hafif ışıltılı gibi görünmesine rağmen aslında çok koyu ve mat bir kahverengi. Bütün kahve tonlarına hasta olduğum için bunu da çok büyük bir zevkle kullanıyorum.

Dior ürünlerinin kalitesine ve kalıcığına bayılıyorum, imkanım olsa ürünlerinden hiç şaşmayacağım ama işte o fiyatları beni yakıyor.
Sevgiler...

Günün Ruju MAC Cremesheen Lip Glass Richer Lusher..

Dün akşam arkadaşlarımla Aralık ayındaki geçmiş doğum günümü kutlamak üzere buluştuk. Bu buluşmaları bir bahane üreterek, her ay yapmaya çalışıyoruz ki fazla ayrı kalmayalım diye. Tabi doğum günü olunca beni hediyesiz bırakmadılar. Ayrıntıları daha sonra vereceğim çünkü hepsinin resmini çekemedim ama hediyelerden biri MAC Cremesheen Lip Glass Richer Lusher. Ürün MAC'ın Too Fabulous isimli koleksiyonuna ait. Bu sabah hemen sürüp, denedim ve resimlerini de çektim tabi.


Rengi çok tatlı, çok hafif bir pembe ama nude denemez. Resimlerde biraz daha turuncu gibi çıkmış. Sürümü ve nemlendirmesini de oldukça beğendim. Dudağa fazla renk vermediği için günlük olarak rahatça kullanılabilir. Ama başka bir rujun üzerine sürmek için kullanmayacağım bu sefer bunu, hem rengi bozuluyor hem de sade kullanmak daha çok hoşuma gidecek. Dudağı yapış yapış yapmadı ama çok da kalıcı değil. Hele benim gibi dudak kemirme-oynama huyu olanlar için 1-2 saat ancak dayanır. Bir şeyler yedikten sonra da mutlaka tazelemek gerekecektir. Sonuç olarak klasik Mac glosslarının güzelliğine sahip ve sürekli yanımda olsun diye çoktan çantama attım bile.
Sevgiler..

Günün Ojesi FlorMar M11.

Günaydın. Farkındayım bu aralar mat ojelere fena takmış durumdayım, ama FlorMar resmen beniz cezbetti. Ama bugün sürdüğüm M11 numaralı ojede bir değişiklik oldu. Bu ojeyi geçen hafta http://surdarcenciel.blogspot.com/ blogunun sahibesi sürmüş ve hiç memnun kalmamış. O zaman kadar sürdüğüm 4 adet FlorMar mat ojeden memnun kaldığım için ben de çok şaşırmıştım. Ama bu ojeyi sürünce kendisinin ne demek istediğini anladım. Bir kere ojenin yapısı diğerlerine göre tamamen farklı, anlamadım neden. Diğer ojelerin de belli bir sürme zorluğu var, ilk katta yol yol bir sürüm görüntüsü oluşuyor.  Ama iki katta istediğim görüntüye ulaşıyorlar. Bu ojenin sürümü özellikle daha da zor ve sürerken önce parlak bir görünüm alıyor, daha sonra çok kötü mat ve sönük bir görüntüsü oluyor. Ama sabah uyandığımda daha normal bir renge bürünmüş olarak buldum. Ancak bu arada kuruması diğerlerine göre daha kısa sürdü ve zedelenme de yapmadı.  


Son duruşu hoşuma gitti, istediğim o kadifemsi görüntüye ulaştı sonuç olarak.

Yüzüklerim..

Bu ojenin yapısı Golden Rose'un mat ojelerinin yapısına daha çok benziyor. Eğer mat ojeleri denemek istiyorsanız bu renk ile başlamanızı tavsiye etmiyorum. Daha kolay sürülen ve daha güzel duran, benim de ilk hafta sürdüğüm renkleri tavsiye ediyorum yeni başlayanlara.
Sevgiler..

28 Ocak 2013 Pazartesi

Günün Ruju, MAC Media..

Günün ojesinden sonra, ara ara rujlarımı da tanıtmak için günün ruju da yapalım diyorum. Bu günün ruju tam bu kışın trendine uygun, Gothic diye tabir edilen koyu, kopkoyu bir bordo olan Media. Ruj yarı mat ve nemlendirme özelliği bütün MAC rujlar gibi, kesinlikle yok. Sürümü zor, dudakta kaymıyor ve dikkatli sürülmezse dudağın bir kenarında topaklanma yapıyor. Alta mutlaka bir nemlendirici sürmek gerekiyor.

Ben olsam bu rujun adını Gothic Love falan koyardım, çünkü tam o trende uygun bir ruj. Tabi bu sezona ait değil ama modası durup durup yeniden geldiği için her daim kullanılacak bir renk.

Dudaklarıma sürdüğüm şekli beğenmeyince, çareyi öpücük vermekte buldum aslında fena da olmadı. Rengi burada tam olarak görülüyor çünkü.Sürülmesi hem renk hem de yapı olarak zor olduğundan, fazla kullanamadım görüldüğü gibi. Bu arada FlorMar, Pastel gibi markaların ambalajlarını beğenmeyenlere de bir not düşeceğim. MAC rujum aldığımdan beri neredeyse sürekli evdeki makyaj sepetimde durmasına rağmen ortadan ikiye ayrıldı. Ambalajı alttaki yuvasından çıktı, dikkatli olmazsam iyice gevşer ve tamamen çıkar o şimdi. O nedenle yerli firmaların ambalajlarına laf söylemeyeceğim artık ben de. Pahalı ya da ucuz er ya da geç bu ambalaj bozulması, kırılması oluyor. Dior compactlarım, paletlerim az kırılmadı benim, o zaman benim hoyratlığıma vermiştim ama değil aslında. Bütün ambalajlar kalite farkı var gibi görünmesine rağmen çoğunlukla plastik ve plastik er ya da geç kırılır. Bunun istisnası The Balm galiba, sert karton ambalajı kırılmaz ama o da ıslanırsa fena olabilir, dikkatli olmak lazım.
Sevgiler..

Günün Ojesi FlorMar M01..

Günaydın, bugün FlorMar'ın yeni çıkardığı mat oje koleksiyonundan dayanamayıp aldığım ojeler ile devam ediyorum. Beyazın, hele de rakı beyazının bana hiç yakışmadığını, yakışsa bile benim hoşlanmadığımı bile bile gittim yine bu mat beyazı aldım. Yalnız sürünce tuhaf bir şey oldu, oje mat olduğu kadar sanki fosforlu gibi duruyor tırnakta, o nedenle çok da kötü olmadığını düşünüyorum şimdi. Tabi önce beyazın etkisini de kırmak için tek elimin bütün tırnaklarına dotting tools ile (Bunların Türkçesi de tuhaf duruyor, noktalama aletleri, sanki kırtasiye malzemesi gibi..) süsleme yaptım.

 Tek başına kullanılınca böyle oldu, bu sefer beyazın çok da kötü durmadığını düşünüyorum. Bu oje de beni yanıltmadı, ilk katta çok kötüydü sanki bozulacakmış, yol yol duracakmış gibi ama ikinci katta kendini toparladı.

 Uzun zamandır yapmadığım noktacıklarım. Rengarenk yapınca daha iyi oldu. Bir daha ki sefere noktaları daha rastgele koyacağım.

Sol elimin baş parmak tırnağının kırıldığını söylemişmiydim?? Ama toparlıyor kendini yavaş yavaş.. 

Beyazı bu sefer biraz beğendim, o da dediğim gibi biraz fosforlu gibi olmasına bağlı. Yine de dümdüz, beyaz veya açık renkleri kullanacağımı sanmıyorum.
Sevgiler..

Mor Rimel: Çekiliş Zamanı !!!!

Mor Rimel: Çekiliş Zamanı !!!!: Evetttttt... Uzun bir aradan sonra ikinci çekilişimi yapmaya hazırım! Bu  çekilişimde, benim de sevdiğim markalardan biri olan The Bod...

Mac 187 ve 130 karşılaştırması..

Evet nihayet vakit bulup resimleri çektim ve 130'u da yeteri kadar denediğime karar verip yazıyorum bu yazıyı. Öncelikle 187'yi yaklaşık olarak 2 senedir kullanıyorum ve doğal olarak fırça biraz yamuldu artık, olsun hala çok iyi iş görüyor. İki Fırça da duofiber tabir edilen iki renkli kıl yapısına sahip.


187 bütün yüz gibi geniş alanlarda fondöten sürmek için daha uygun ve bana daha rahat geliyor. 130'u daha yeni aldım sayılır. Bununla da fondöten uygulaması yapıyorum. Rahat sürülmekle birlikte sanki uygulama bana daha uzun sürüyormuş gibi geliyor. Ama göz altı, burun kenarları gibi kapatıcı uygulaması yapılacak yerlerde performansı harika, hemen tek hareketle bütün ürünü kolayca dağıtıyor. Asla bir çizgilenme veya topaklanma yapmıyor. 187 ise elimin üstüne çok az aldığım fondöteni iki dakikada bütün yüzüme gayet güzel dağıtıyor. O nedenle günlük makyaj rutinimde fondöten uygulamasını mutlaka ya 187 ile ya da Beauty Blender tarzı süngerlerle yapıyorum. Aslında kapatıcı uygulamasını da bu fırça ile yapabilirim ki yapıyordum da ama 130'u aldığımdan beri onunla uygulama yapmak daha kolay geliyor. İki ayrı fırça zaman kaybıymış gibi görünmekle birlikte aslında uygulamayı bence çabuklaştırıyor.
Temizliğini ise genelde haftada bir defa bebe şampuanı ile güzelce yıkayıp, düz bir zeminde kurumaya bırakıyorum. Bu şekilde temizliğine özen gösterildiği zaman fırçanın ömrü uzuyor. İlk aldığım zamanlarda 187 numarayı kurutmak için avucumun içinde biraz yayarak kurulamıştım, o nedenle sanırım kılları biraz yayılma yaptı ama uygulama bakımından bir sorun yaratmadı. Aslında tabi en iyisi yıkadıktan sonra bu yeni çıkan fırça koruyucular ile saklamak ama maalesef onlardan almadığım için, denemek mümkün olamadı. 
Sonuç olarak her iki fırçanın da aslında kullanım alanı ayrı ayrı gibi görünmesine rağmen, tek bir fırça ile de ihtiyacınız çözülebilir. Bu durumda ben 130'u almanızı tavsiye edeceğim. Çünkü hem fondöten hem de kapatıcı uygulaması gayet rahat yapılabiliyor ve özellikle de makyaja yeni başlayanlar için bu fırçanın kullanımının daha rahat olduğunu düşünüyorum. Sizin de fırça tavsiyeniz varsa bekliyorum.
Sevgiler...

Günün Ojesi Rimmel London 400 Blue Vouge..

Günaydın. Bugün pazartesi olduğundan dolayı ruh halime bağlı olarak mutlaka mavi bir oje sürmek istiyorum. Hava durumu bugünün karlı ve puslu olacağını bildirdiği için de Rimmel London Pro serisinden  iyice koyu bir lacivert olan Blue Vouge isimli ojeyi seçtim. Rimmel London ojelere her sürüşte bir kere daha hayran oluyorum. Gerek fırçaları ile tırnağı bir sürüşte kaplamaları, gerekse tek katta neredeyse şişedeki rengi vermeleri ile bence çok başarılılar. 

 Oje kopkoyu lacivert ve harika bir parlaklıkta duruyor. İki kat sürdüm, kuruması da çok kısa sürede oldu. 
 Bu kurukafamı aldığımdan beri takmadığımı fark ettim. Tabi hemen taktım.
Bir kere de hava biraz daha aydınlanınca çektim resimleri. Buradaki ışık yansımaları da çok hoşuma gitti.

Bu gidişle Rimmel'in bütün koleksiyonunu alacağım ben gibi duruyor.
Sevgiler..

25 Ocak 2013 Cuma

Sephora Grab 'n' GO Makyaj Fırçası..

Makyaj fırçalarından bahis açılmışken, Sephora'nın bu güzelliğini tanıtmadan olmazdı. Fırçayı geçen sene yine Sephora indirimi olduğu sırada ama indirimsiz almıştım, fırçalar indirime pek girmiyor biliyorsunuz. O zaman 40 TL. falandı yanılmıyorsam, şimdiki fiyatını bilmiyorum. 

 Fırça iki uçlu ve o nedenle yine bir fırça fiyatına iki fırça almış oluyorsunuz. Büyük kısmı ile pudra uygulaması yapıyorum. Minik Kabuki fırçalardan daha iyi ve kolay uygulama yapılabildiği düşüncesindeyim. Diğer ucu ile de genelde göz altına sürdüğüm kalemi gölgelendirme amacı ile dağıtmak ve yine gölgelendirmek için üzerinden hafifçe göz üstüne kullandığım fardan geçmek amacı ile kullanıyorum.

Fırça böyle parlak kırmızı olunca ben de bol bol resim çektim tabi. Yalnız böyle iki uçlu fırçaları mutlaka yatay olarak saklamak gerekiyor. Ben genelde fırçalarımı aldığım süslü kalemlikler içinde ve dikey olarak saklıyorum. Bunu da önce öyle koymak istedim ama altta kalan fırça yamulmaya başlayınca anladım ki böyle tutmaya devam edersem fırçanın formu tamamen bozulacak. Ben de şimdi makyaj malzemelerimin durduğu sepetin içinde ve yatay olarak tutuyorum fırçayı. Temizliğini normalde MAC makyaj temizleme sıvısı ile yapıyorum. Bir kaç kere de anti-bakteriyal temizlik jeli ile temizledim. Pudra fırçasından 1-2 kıl ya dökülmüş ya da dökülmemiştir. Diğer uçtan hiç dökülme olmadı, fırçanın 1 yıllık olduğu göz önüne alınırsa çok iyi bir performans bence.

Sephora'nın makyaj fırçalarını genel olarak çok seviyorum, onlar da şöyle esaslı bir indirime girseler de doya doya alsak değil mi?
Sevgiler..

Günün Makyajı..

Uzun zamandır günün makyajı yazısı yazamıyordum, çünkü yaptığım makyajın resmini çekmeyi hatırlayana kadar o makyaj bozulmuş oluyor bir tarafından mutlaka. Bunu da ucundan yakaladım herhalde..



Göz makyajı için Naked 2 palet, MAC kahverengi göz kalemi (sanırım adı stubborn brown olması lazım) ve Essence Get Big Lashes mascara kullandım. Dudak sürekli kemirip durduğum Clinique Chubby Stick Richer Raisin. Bu kalemlerin nemlendirmesine bayılıyorum ama bir şey yememe falan bile kalmadan konuşmamla renk uçup gitmeye başlıyor. Ya da yanlışlıkla dudaklarımı falan yalarsam zaten zaten tamamen çıkıyor. 10-15 dakikada bir tazelemek gerekiyor. Ama bu durum diğer renklerini de almak istememe engel olamıyor bir türlü.
Sevgiler..

24 Ocak 2013 Perşembe

Günün Ojesi China Glaze Lubi Heels..

Günaydın. Dün akşam ojelerimi gözden geçirirken uzun süredir China Glaze sürmediğimi fark ettim.Aslında son alışverişimden henüz sürmediğim bir tane China Glaze'im olduğuna eminim ama bulamıyorum hangisi, kayıtlara bakmam lazım. O arada gözüme bu takıldı, kendisini çok severek almıştım ve hem adını hem de rengini çok severim. Hadi dedim bunu süreyim, iyi de yapmışım çünkü 2 gündür sürdüğüm ojelerden hiç memnun kalmamıştım. Bugün yine tırnaklarımı beğendim bir anda.


Klasik China Glaze ojesi, ilk katta tırnak üzerinde boşluk bırakacakmış gibi bir hisse kapılıyor insan ama ikinci katta gayet güzel kapatıyor. Ben emin olmak için üçüncü katı sürdüm. Ojenin nasıl tarif edeceğimi bilemediğim ve ancak kuru diyebildiğim bir dokusu var. Sürerken de fırçaya bol bol almak istiyor insan çünkü oje akışkan değil eve akışkan değil, O nedenle de kapatmayacakmış hissi uyandırıyor.  Oje siyah mat zemin üzerinde, minik kırmızı ışıltılardan oluşuyor. Yine tırnakta bıraktığı his de mat ojeler ile aynı. Ben bu ojeyi çok seviyorum.

Yılanlı yüzüğümü de bir süredir takmadığım aklıma gelince hemen taktım tabi.


Yarın istanbul'da hava da soğuyormuş ama benim canım yine neonlar falan sürmek istiyor artık yarın ruh halime göre bakacağım.
Sevgiler.

The Balm Give Crease a Chance Fırça..

Bu fırçaya uzun zamandır göz koymuştum, haklıymışım göz koymakta ancak Gratsi The Balm fırçalarda indirimi bitirmişti. Ancak Gratise özel ürünlerde yapılan son %40 indirimde fırça 25 TL.'den 15 TL.'ye düşünce fırsat bu fırsat dedim ve hoop aldım fırçayı. Uzun zamandır uygun fiyatlı fırçalar içinde bu kadar iyi olan bir fırça görmemiştim. Fırça çift taraflı, dolayısı ile 15 TL.'ye iki fırça almış oldum.


Fırçanın ortadaki resimde görülen üst tarafı ile bütün göz kapağı, crease bölgesi ve sadece kaş altı rahatça renklendiriliyor. Bu fırça ile crease bölgesini tamamen renklendirdikten sonra, diğer uç ile de istediğim bir koyu rengi alarak, göz kapağımın dış bölgesine dairesel hareketler ile yediriyorum. Daha sonra göz kapağının iç bölgesine süreceğim rengi de ayrı bir  blending fırça ile sürdükten sonra ikisini birbirine yedirmek için tekrar bu fırçayı kullanabilirsiniz. Bildiğim kadarı ile kılları sentetik ama daha tek bir kıl dökülmesi bile olmadı. Fırçayı Mac fırça temizleyicisi ile temizledim, bu hafta sonu daha derin bir temizlik yapacağım bakalım ne olacak.  Siz de kullanışlı ve uygun fiyatlı bir fırça arıyorsanız bu fırçaya bir göz atın derim.
Sevgiler..

Bir Alışveriş Cenneti Olarak Kadıköy Çilek Sokak..

Bugün size çok sık alışveriş yaptığım bir yerden, Kadıköy Çilek Sokak'dan bahsetmek istiyorum. Belki bazılarınız biliyordur, İstanbul Anadolu Yakası, Kadıköy'de boğa tabir edilen meydanın hemen dibinde, eski Salı Pazarının da kurulduğu sokağın adı Çilek Sokak. Burada hemen hemen ne ararsanız bulmanız mümkündür. Tabi çok lüks bir ortam veya çok muhteşem ürünler beklemeyin. Ama bu döküntü gibi görülen ürünlerin içinden ara sıra çok güzel ürünler çıkabiliyor, sadece dikkatli bakmak lazım. Ayrıca burada Zara, Mango, Topshop, Bershka gibi mağazaların orijinal ürünlerini 1/3 fiyatına bulmak veya ürünün neredeyse bire bir kopyasına rastlamak da mümkün. Bildiğim kadarıyla bütün bu markalar ürünlerini zaten Türkiye'de üretiyorlar, dolayısı ile üzerinde en ufacık bir defo olan veya sipariş fazlası gelen bütün ürünler sanırım bu şekilde iç piyasaya veriliyor, tam olarak çözebilmiş değilim. Bunun dışında kozmetik ve bijuteri olarak da pek çok değişik ürün mevcut.

 Şu sol üstteki kamuflaj desenli ceket Topshop etiketli, ürün hala mağazada 150 TL. üstü bir fiyata satılıyor ve indirime de girmedi ama bu ceket burada 40 TL. Hemen onun yanındaki yine kamuflaj desenli pantolon bu sezon Zara'da vardı, hala da var. İndirimde 79 mu 69 mu öyle bişeye düştü galiba, ben bunu 30 TL.'ye aldım. 
Sağ alttaki deri görünümlü eteği Kim Kardashian'ı bilenler hatırlayacaktır, çok sık böyle modeller giyer kendisi.

 Ceketler, kabanlar, taytlar.. Ojelerin hepsi 1 TL.

 Bu sene her yerde satılan kurukafa taytlar.  Sağ alttaki gömlek Berhka etiketli, 20 ya da 25 TL. etiketli olması lazım.

Her yerde 60-80 TL. arası hatta daha fazla olan kot gömlekler burada 30 TL. ve çanta bolluğunu da görüyorsunuz, yine sağ üstte Alexander Mc. Queen stili bir çanta bile var.

Buraya gidip etrafı karıştırmak, bir şey almasan bile bakmak gerçekten çok eğlenceli. Bütün bu hengamede gerçekten de çok güzel şeyler bulup almak mümkün oluyor. Hele şimdi her yer gibi buradaki mağazalar da indirimdeler ki zaten makul fiyatlar üzerinden bir de indirim çok iyi oluyor. Sizin de yolunuz düşerse mutlaka uğrayın, bakın, boş çıkmazsınız diyorum.
Sevgiler..

Günün Ojeleri.. Golden Rose Mat Serisi..

Günaydın. Flormar mat ojelerini bu kadar anlattıktan sonra Golden Rose'un bir süre önce (ne zaman tam hatırlayamadım) çıkarttığı mat ojeleri ile bir karşılaştırma yapmamak olmazdı. Benim de elimde 3-4 tane Golden Rose mat oje var ve 2 tanesi de mat velvet serisinden. Ben de bugün denemek için hem mat hem de mat velvet seriden 2 oje sürdüm bugün.

 Daha dün akşam sürmemle beni hayal kırıklığına uğratması bir oldu. Mat seriden koyu gri-füme 11 numara resmen plastik gibi duruyor izlenimi uyandırdı bende. Üstelik sürümü de gerçekten zor, kat kat, yol yol oluyor ve şimdi bakıyorum da 2 kat bile tam kapatmamış ve uçları da çıkmış bile.  Mat Velvet serisinden 106 numara kırmızı ise kesinlikle mat değil bir kere. İçinde minik ışıltılar olan koyu bir kırmızı. Bunun sürümü daha kolay oldu ama her ikisi de FlorMar'a göre daha uzun sürede matlaştı ve kurudu.

 Her iki ojenin duruşundaki farkı görüyorsunuz. FlorMar oje neredeyse tırnakla bütünleşiyor, o derece aynı şişedeki renkle. 

Ojelerden memnun kalmayınca yüzüklere yüklendim bu gün.

Kısaca Golden Rose mat seriyi alıp niye sürmediğimi hatırladım. Zaten çok fazla değişik ve güzel renk yoktu bu seride. Golden Rose diğer koleksiyonlarında (bkz. Jolly Jewels) yakaladığı başarıyı bu koleksiyonda yakalayamadı malesef. Ben FlorMar'ın diğer renklerine de bakmayı düşünüyorum. Bir de şunu söylemek istiyorum, biliyorsunuz Golden Rose Jolly Jewels'ı yılbaşından önce çıkarttı ve tam yılbaşına uygun olsun diye çıkarttı. Ama bizim bu koleksyonu online sipariş dışında Golden Rose Standtlarında bulmamız haftalar aldı. Ama FlorMar bu mat ojeleri çıkardığının ertesi günü ojeler mağazalara ve standtlara gelmişti, ben ilk gidişimde buldum. Firmaların bu ürün dağıtım sistemlerini de bir kontrol etmeleri gerekiyor sanırım. 
Sevgiler.

Makyaj,Moda ve Bakım'a Dair...: İLK ÇEKİLİŞİMİN ŞANSLISINI ARIYORUM :)

Makyaj,Moda ve Bakım'a Dair...: İLK ÇEKİLİŞİMİN ŞANSLISINI ARIYORUM :): Çekilişimiz var Haanımmm..:) İlk çekilişimle karşınızdayım:) Size çok güzel şeyler hazırladım bakalım beğenecek misiniz:) Üst resimi...

22 Ocak 2013 Salı

BBW Balkabağı ve Tarçınlı Yüz Maskesi..

Hemen dışarı çıkmadan geçen hafta yaptığım B&BW alışverişimde aldığım yüz maskesinden de bahsedeyim. Biliyorsunuz çeşitli maskeleri denemeyi çok seviyorum. Bunu da satış görevlisi çok övdü, kendisi de kullanıyormuş. Kokusu biraz değişik dedi hakikaten biraz değişik ve ağır bir kokusu var, tam balkabağı gibi kokuyor. Bana çok kötü gelmedi ama almak isterseniz de mutlaka koklayıp alın, eğer kokulara hassassanız ağır gelecektir kokusu. Fiyatı da 35 TL. idi ama ürün çok fazla ve kullan kullan bitmeyecek türden, tam 113 gr. Azmış gibi durmasına rağmen aslında çok fazla, çünkü incecik bir tabaka bütün yüze yetiyor. Ben ürünü krem gibi sürüp, daha sonra silmiyorum yüzümden. Çünkü nemlendirici krem gibi hemen emiyor. Zaten maskenin amacı da yoğun nem vermesi. Siz isterseniz daha yoğun sürüp, 10-15 dakika sonra fazlasını peçete ile alabilirsiniz.


Görüldüğü gibi koca bir kutu, bunu sürekli kullanmakla bile 1 senede ancak bitirebilirim. Ben alırken ikinci ürüne % 50 indirim vardı. Bir tane de ayak peelingi aldım, o yarı fiyatına geldi. Onu da daha sonra anlatacağım. 
Sevgiler..

Günün Ojesi Essence Home Sweet Home Koleksiyonundan 04 numara Berry me Home..

Günaydın. Bugün Essence'in yeni koleksiyonu Home Sweet Home'un aldığım tek ojesini sürdüm. Kendisi adına layık, İngilizcede berry diye adlandırılan  kırmızı meyvelerin kırmızısına sahip bir oje ama kıvamını gerçekten hiç sevmedim. Buna jel yapılı oje demişler, zaten jel yapılı ojelerden pek hoşlanmam. Zor sürülüp, zor kururlar. Aslında bunda öyle bir sıkıntı olmadı ama nedense kıvamını sevemedim ojenin.  Tabi bu rengi sürünce, üzerine de yine aynı koleksiyonda jel stickerları yapıştırayım dedim. Aynı şekilde bunların kullanımı da zor. 14 adet stickerın hepsi tabi tırnaklara göre farklı ayarlanmış. Ama o stickerın aslında tırnaktan biraz daha küçük olması ve tam olarak tırnağa yapışması gerekiyor. Bilmiyorum belki de ben beceremedim ya da o jel stickerlar tırnaklarıma uymadı, habire kalkıp duruyorlar. Zaten 3 tanesini heba ettim, bir tanesi de yatakta düştü. Aslında hepsini üşenmeyip de sabah yapıştırsam daha iyi olacakmış. En iyi çözüm, tırnaktan biraz daha küçük stickerı yapıştırıp, üzerinden top coat geçmek olacaktır sanıyorum.

 Uçlarından kalktığı görülüyor ama engel olamadım. Bunlardan bir paket daha alıp, sadece çiçekli kısımlarını keserek kullanacağım bu sefer, böylece üzerinden top coat geçerek sabitleme şansım da olacak.

 Ojenin kendisi de böyle güzel bir kırmızı-bordo-fuşya karışımı bir renk. Bunun bir de benim bulup alamadığım kahverengisi var, görürsem onu da alacağım sırf rengi için.

 Dün akşamki çalışma ortamım..

 Böyle de çok güzel olmamış mı?? Gholish Glow'a beş basar bence..

Bu da dün akşam ilk yapılmış hali tabi bundan sonra 3 tanesi döküldü.

Aslında bu süslemeleri çok sevdim ama normal tırnak stickerları gibi sağlam olmayınca kötü oldu. Bir kere de yukarıda anlattığım şekilde deneyeyim bakalım nasıl olacak.
Sevgiler.

Lila Kutu Ocak...

Aslında kutu geleli 1 hafta oldu neredeyse ama ben vakit bulup da yazamadım bir türlü. Bu ay gelen kutu hakkında değişik fikirler var, bazıları çok memnun, bazıları da beğenmemiş. Bence fena değildi, tabi her zaman daha iyisi olabilir.

Ürünleri toplu olarak görüyoruz..

 Lavera lip balm, zaten en sevdiğim ve yaz kış demeden en çok kullandığım ürün olduğu için çok memnun oldum buna. Renkli gibi durmasına rağmen dudakta renk vermedi ama kokusu güzel.

 Missha deneme boyu ürünler, tabi bir kez deneyebildiğim için bir fikir söyleyemeyeceğim. Deneme boyu parfüm, kokusunu hiç beğenmedim. Dr. Angel hijyenik mendiller, çantaya atmalık, işe yarar. Tend skin losyon, bunu traş sonrası iritasyonda veya kıl dönmesinde falan kullanabilirsiniz demiş. Ben de böyle bir durumda denemek istiyorum.

 Barielle manikür peeling, bunu daha önce de kullanmıştım ve süper bir ürün. Çok memnun oldum yeniden gelmesine, hatta ayrıca bir yazı yazacağım hakkında.

 Toni&Guy yıpranmış saçlar için krem, bunu da denedim. Gerçekten saçımı yumuşattı. Ayrıca deneme boyu minicik gibi görünmekle birlikte, Boyner'de bu boyu 8 TL.'ye satılıyor. İçi boş kesede Oxilive kremler vardı, kendilerini boş bir kutuya aldım, oradan sürüyorum ve çok da memnunum. Kokusu kötü olmakla birlikte cilde iyi geliyor.

Yine Lavera deneme boyu krem örnekleri. Bir kullanımda karar vermek tabi imkansız ama bir tanesini denedim fena değildi. Ayrıca ürün tamamen doğa içerikli ve vegan kullanımına uygunmuş, bunu beğendim.

Bu ay gelen Lila Kutu için orta karar diyebilirim. Daha iyilerini beklemeye devam ediyoruz. Ayrıca Lila Kutu için sıra bekleyen arkadaşlara da bir an önce sıra gelmesini diliyorum.
Sevgiler..

7-24 Makyaj'dan hediyeler de var..






7-24 Makyaj'ın çok güzel hediyeleri var, sırf rujlar için bile katılınır yani kaçırmayın. katılmak için sizi şuraya alayım..
Sevgiler..




Yeni Çekiliş Başlıyor..

Evet nihayet yeni bir çekiliş başlatma zamanı geldi. Son 1-2 haftadır oldukça yoğundum, o yoğunluk bitsin de öyle başlayayım istedim bu çekilişe ki rahat rahat ilgilenebileyim. Biliyorsunuz Gratis'lere Home Sweet Home koleksiyonu gelmiş bulunuyor. Bu koleksiyondan kendime aldıklarımı dün yazmıştım. Şimdi sıra sizin için aldıklarımı tanıtmaya geldi.


İşte bir adet allık Knits for Chicks, bir adet far Light the Fireplace, bir adet oje Caramel Cheesecake ve minik örgü kese ki onun da bir adı varmış Knitted with Love. İşte sizin için koleksiyondan seçtiklerim bunlar. Yine bir kişiye gidecekler ve şartlar da geçen çekiliş ile aynı.
Öncelikle blogun izleyicisi olmak şart tabi, aslında bütün şart bu. Geçen sefer herhangi bir paylaşım yapmayanları elemeye kıyamadığım için, duyuru yapanlara ikişer çekiliş hakkı vermiştim, yine öyle olacak. Sadece bir sosyal paylaşım sitesinde (blog, twitter, facebook, Google+) duyurmanız size artı bir hak verecektir, fazlasına gerek yok zaten bir link kontrol ettikten sonra diğerlerine bakmayacağım.  Sadece izleyici olanlar ise bir hak ile çekilişe katılacaklar. Bu sefer özellikle rica ediyorum, lütfen blogu izlediğiniz izleyici ya da kullanıcı adınızı mutlaka yazın, lütfen paylaşım yaptığınız sayfaların direk linklerini vermeye dikkat edin ve lütfen mail adreslerinizi de bırakmayı unutmayın.
Tabi bütün hediyeler bundan ibaret olmayacak, çekiliş sonuna kadar bu minik pakete yine ufak tefek ama kazanan kişiye sürpriz olacak bazı şeyler de ekleyeceğim. Yine çekilişi kazanan arkadaştan var ise blogunda paylaşmasını ve bana linkini atmasını, blogu yok ise bir resim çekip bana yollamasını isteyeceğim. Tabi kargo ücreti bana aittir. Çekiliş blogun 1. yaşının dolduğu gün olan 7 Şubat'ta sona erecek. Herkese bol şans diliyorum.
Sevgiler.


                                                    "ÇEKİLİŞ KAPANDI..."

21 Ocak 2013 Pazartesi

Günün Ojesi FlorMar Mat Serisi 06 Numara..

Günaydın.. Bugün de FlorMar mat seriden aldığım dördüncü ve son ojeyi sürdüm. Aslında çok güzel ve parlak bir yeşil ama ne yazık ki kamera tam olarak rengini algılamadı. Işıkta da çektim ama yine de tam olamadı.

 Bunlar sabah yarı karanlıkta çekilenler her zamanki gibi.. 

 Günlük takı-yüzük kombinasyonlarım..

İşte bunlar da ışıkta çekildi ama renk aynı çıkıyor. Ojenin duruşuna, rengine diyecek yok tabi, zaten daha önceki mat oje yazılarımda anlatmıştım.

FlorMar mat ojeleri gerçekten beğendiğimi söyleyebilirim. Geri kalan renkleri de alıp deneyeceğim. Siz de mat ojelerden hoşlanıyorsanız kesinlikle denemelisiniz. Önümüzdeki günlerde de Golden Rose'un mat serisinden 1-2 oje sürüp karşılaştırma yapmak istiyorum.
Sevgiler.